İÇİMDEKİ KÖZ
Kaldırımların sessizliği donduramadı,
Alıp götüremedi ki uzaklara.
Dünya şuracıktaydı...
Resmin gönlümde beklerken seni
İsteksizce geçen saatlerde kaldı gözlerim.
Yanımda olmadığından mıdır sensiz meydanları
Engel saydı yüreğim.
Dünya şuracıktaydı...
Ellerin yoktu ellerimde...
Meydanlarda kaldırımların sessizliği
İçimde bir köz olmuş ateşin ve sen!
Rüya mı düş mü bilmem ki
Canımı alıp uzaklara götüren
İçimdeki bu köze yok mu su döken... (S.A.)
En Yeni...
SüperTeklif'e üye ol, sen de kazan!
11 Kasım 2007 Pazar
Bir Şiir
Gönderen S.A. zaman: 15:47 1 yorum
Etiketler: Şiirler (S.A.)
Anlatım Özellikleri
ANLATIM ÖZELLİKLERİ
1.DURULUK: Parçada gereksiz sözcük kullanılmamasıdır.ÖR: Öğrenmeye yoğun bir istek duyduğu için ödevlerini her gün günü gününe yapardı.
2.YALINLIK (SADELİK-süslü,ağdalı): Sanatlı söyleyişlerden, süsten uzak durmaktır.Gereksiz ayrıntılara, sanatsal söylemlere girilmez. ÖR: Yüreğini bıçak gibi dilim dilim kesen bir çaresizlik içindeydi artık. →Artık çaresizdi.
3.AÇIKLIK (kapalılık): Bir konunun herkesin anlayabileceği, aynı anlamı çıkarabileceği biçimde aktarılmasıdır. Farklı yorumlara açık değildir.
ÖR:Ben senden çok zarar gördüm.
4.AKICILIK (pürüzlü ) : Söyleyişin pürüzsüz olması, bir yazının kolayca ve zevkle okunmasıdır. Uzun cümlelerde aynı hece ve eklerin tekrar edilmesi akıcılığı bozar.
5.DOĞALLIK: Yapmacıklıktan, zorlama ifadelerden, yapay dil ve anlatımdan uzak durmaktır.
6.İÇTENLİK(SAMİMİYET): Düşünceleri bilimsel soğuklukla değil; samimi ve sıcak bir dille anlatmaktır.
7.ÖZGÜNLÜK: Hiçkimseye benzememek, farklı olmak; taklit ve kopyadan uzak durmak,basmakalıp ifadelerden vazgeçerek kendine has bir anlatım oluşturmaktır.
8.ÖZLÜLÜK(DERİNLİK,YOĞUNLUK): Az sözle kapsamlı anlam ifade edilmesidir. /Atasözleri ve deyimler gibi.El el ile ,değirmen yel ile.
9.SAĞLAMLIK/DOĞRULUK: Anlatımın dil bilgisi ve söz dizimi kurallarına uygun olarak yapılmasıdır.
10.TUTRLILIK: Paragrafın kendi içinde çelişkiye düşmemesidir
YERELLİK,ULUSALLIK, ETKİLEYİCİLİK… vs.
Gönderen S.A. zaman: 15:31 0 yorum
Etiketler: Edebiyat Bilgileri
Şiir İnceleme Örneği
http://www.beraberce.net/
Şiir inceleme örneği “NE İÇİNDEYİM ZAMANIN”
ŞİİRİ ÜZERİNE
Ne İçindeyim Zamanın
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında.
Bir garip rüyâ rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.
Başım sükûtu öğüten
Uçsuz bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş.
Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.
(A.HamdiTanpınar)
Yaşamla ölümün bıçak sırtı düzleminde, sersem sepet gezinip duran
insanoğlunu, her zaman ilgilendirmiştir zaman kavramı. Özellikle de sanatçıları: Şairleri, yazarları, ressamları, müzisyenleri... Bu kişilerin yaşam boyunca ortaya koydukları, koymaya çalıştıkları şeyler de, zamanla didişmekten başka bir şey değildir aslında. Şairler ve yazarlar, zamanı alt etmek için kendilerine yazılı anlatımı kalkan olarak seçmiş kişilerdir. Şairler, yapıtlarında (şiirlerinde) zaman sözcüğünü şiirsel düzlemde kullanırlar ve ellerindeki kalkanı daha da sağlamlaştırmaya çalışırlar. Şiir, zaman kavramını somutlama aracı olarak kullanılmaktadır şairler tarafından. Ahmet Hamdi Tanpınar da şiirlerinde zaman kavramına yer veren, zamanı şiirle yoğurmaya çalışan şairlerimizdendir. Bu yazıda, Tanpınar’ın “Ne İçindeyim Zamanın” adlı şiirine bu açıdan bakılacak ve şiir incelenecektir. Önce şiirin, içeriğe de yansıyan biçim özellileri üzerinde durmak gerekiyor. Bu özellikleri şöyle belirleyebiliriz: a- Şiir dörtlüklerden meydana gelmektedir. b- Şiirde sekizli hece ölçüsü kullanılmıştır. c- Şiirde çapraz uyak düzeninden (abab, cdcd, efef, ghgh) yararlanılmıştır. Yukarıda sözü edilen biçim özellikleri şiire bir yandan kısıtlamalar getirirken, öte yandan da şiirin genişlemesine olanak tanımıştır. Kısıtlamalar getirmiştir: Belirli bir ölçü ve uyak düzeninde ister istemez sınırlara dayanırsınız. Genişlemesine olanak tanımıştır: Her dörtlükte şiirin bütünü içinde düşüncenin, duygunun yayılması söz konusudur. Şair, şiirin ilk dizesine “ne... ne de”yi yerleştirerek kararsızlığı gündeme getirmektedir. Zamanın içinde olmamak, bir varlık, bir nesne, bir şey olarak zaman dışı olmak yaşamamak olmasa gerektir. Zamanın büsbütün dışında olmamak ise, sanırım, yaşamsallığa, bir varlık olarak “hayatiyebt bulma”ya işarettir. Yaşamı, nesneleri, zamanı adlandıran insanoğlu olduğuna göre “yekpare, geniş bir an”, “ezel ve eed” içerisindeki algılamamızın bir yansımasıdır olsa olsa. Bu yorum içinde ilk dörtlüğe bir bütün olarak bakıldığında, görülecek olan şudur: İlk iki dizedeki zaman karşısındaki kararsızlık, netleşememe, üç ve dördüncü dizelerde yerini belirginliğe bırakmaktadır. Zaman, insanın sınırlandırıcı düş gücüyle, kavramlaştırıcılığı ve adlandırıcılığıyla bir savunma düzeneği olmuştur. Bu nedenle, zamanın içinde ya da dışında olmak, kâr ya da zarar değildir. Kısaca, insan, tek parça anların ayrılmaz akışında debelenip durmaktadır. Rüyalar belki de yaşamımızın en gerçekçi göstergeleri, kendimizle buluştuğumuz, hesaplaştığımız anlar toplamıdır. Tanpınar,ikinci dörtlükte “bir garip rüya rengi”nden söz etmektedir. Rüya,yaşamımızın en gerçekçi göstergesi olmasına karşın somut bir şey değildir. Dolayısıyla,rüyanın – gerçek anlamda -renginden konuşmak da söz konusu olamaz. Birinci dizedeki “bir garip rüya rengi”, ikinci dizedeki "her şekil”i uyuşturan, devinimsiz kılan, yaşamla yarı yaşam olan rüya hali arasındaki çizgiyi anlatan bir “yakıştırma” dır. Uyku ile uyuşukluk örtüşmesinde rüyanın payı elbette inkar edilemez ve sanırım bu iki dizede (Bir garip rüya rengiyle /Uyuşmuş gibi her şekil) rüya halinin, insanın uyuşukluğuna denk düşme düşüncesi şiirleştirilmiştir. İlk bakışta, bölümün ilk iki dizesiyle sonraki iki dizesi arasında bir karşıtlık varmış gibi görünmektedir. Çünkü ilk iki dizede rüya halinden kaynaklanan uyuşukluk söz konusu iken, son (üçüncü ve dördüncü) dizelerde bir devinimden, devinimle bağdaştırılacak bir nesneden, tüyden, söz edilmektedir. Tüyün ifade ettiği eğretileme ise sonunda şaire, şairin ruh haline ve oradan da bedensel yapısına yansımaktadır:” Rüzgarda uçan tüy bile / Benim kadar hafif değil.” Üçüncü dörtlükte, şairle (ya da şiir kişisiyle) ilgili ve ikişer dizeden oluşan bir yapı var. İlk iki dizide maddi durumu anlatan bir betimleme söz konusu: “Başım sükutu öğüten / Uçsuz bucaksız değirmen.” “Baş” (duygu dünyasına yön veren nesne), değirmene, üstelik uçsuz bucaksız değirmene benzetilmektedir. Değirmen de - şairin düşleminde - öğütülen, un ufak edilen, zaman karşısında yok sanan ise “sükût”tur. Uçsuz bucaksızlık içindeki dağınık sessizlik...Dörtlüğün üçüncü ve dördüncü dizelerinde soyut bir varlık (iç), somut bir varlığa (derviş) benzetilmektedir. Burada bu benzetmeden çok, son belirleme (muradına ermiş bir dervişin durumu) önemlidir. Şair, bu belirmeyle zaman karşısındaki durumun gözler önüne sermektedir: “Benim sorunum zamanla!” Bu dörtlükte kullanılan benzetme sözcüklerinin dizelere yerleştirilme biçimi de dikkat çekicidir. Bu biçim, şöyle gösterilebilir:
Başım..................................
.............................değirmen
İçim......................................
..................................derviş
(Benzetme ögeleri, çapraz olarak dize başında ve sonunda yer almaktadır.) Bu dizilişte, benzetme ögelerinin, dörtlüğün hem biçim, hem de içerik belirlemesinde etkili olduğu görülebilir. Zaman kavramının bilinçli ya da kurgusal olarak algılandığı yer, dünyamızdır. Çünkü - en azından şimdilik - zamanı algılayan insanoğlu dünyada yaşıyor. Şair de sanırım bu düşünceden hareketle, insanın zaman karşısındaki çaresizliğini biraz olsun hafifletmek için “Kökü bende bir sarmaşık / Olmuş dünya sezmekteyim” benzetmesine tutunmaktadır. Masmavi bir ışık ortasında (yaşamla ölüm arasında, zamanın tedirgin ettiği bir dünyada) dönenip duran şair, son iki dizeyle başa, zaman karşısındaki kararsızlığa dönmektedir.
“Ne İçindeyim Zamanın” şiiri, biçim olarak kolay bir şiir olarak görünmesine karşın, zaman gibi “belalı” bir kavramı ele alması bakımından duyumsanması ile güç bir şiir olarak karşımızda durmaktadır.
Gönderen S.A. zaman: 15:12 0 yorum
Etiketler: Edebiyat Bilgileri
4 Kasım 2007 Pazar
Komiktir
Bir arkadaşın attığı mailde şunlar yazılı idi:
"Komiktir,
10 dakika zikri çok bulduğumuz; fakat bir buçuk saatlik film veya futbol maçı bizim için su gibi akıp gider...
Komiktir,
gazetede okuduğumuz her şeye şüphesiz inanmamız; ama Kur-an da yazan Allah (cc) ın kelimelerini gerçeklerle denetleriz...
Komiktir,
her zaman modayı takip etmek istememiz; ama Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) in sünnetini bırakırız ...
Komiktir,
bir saatimizi camiide geçirirken saniyeleri saymamız; ama televizyon baktığımızda bu bir saat bizim için hiç de uzun değildir ...
Komiktir,
dua ettiğimizde Allah (cc) ya soracak bir şey bulamamamız; ama arkadaşlarla önemsiz konuşurken söyleyecek çok şey buluruz...
Komiktir,
Kur-an'da bir sureyi okumayı ne kadar zor bulmamız; ama 200 sayfalık bir roman bizim için hiç problem değildir ...
Komiktir,
bir konserde her zaman ön sıralara geçmek istememiz; fakat camiide, bitince hemen gidelim diye, arka sırada oturmayı tercih ederiz ...
Komiktir,
bir ayeti öğrenmeyi çok zor bulduğumuz; fakat TOP40 şarkılarını çoğunlukla hemen aklımızdan biliriz ...
Komiktir,
ajandamız da bir İslam toplantısına yer ayırtmayız; fakat dünya işleri için kurulan toplantılara her zaman zamanımız vardır ...
Komiktir,
bir önemli İslam dersini başkalarına anlatmayı zor bulduğumuz; ama son dedikoduları başkalarına kolayca anlatırız ...
Komiktir,
güzel fotoğrafları ve fıkraları başkalarına e-mail ile göndermenin ne kadar hoşumuza gitmesi; ama İslam'dan ötürü e-mail göndermemiz çok azdır...
Komiktir,
herkesin cennete gitmek istemesi ve bunun için pek bir şey yapmamak ve inanmamak...
Komik mi?
Gülüyor musunuz? Yoksa düşünüyor musunuz ?.."
ve ben bu yazı ile karşılaşınca kendimden utandım.
Gönderen S.A. zaman: 05:43 0 yorum
Etiketler: Sohbet Yazıları
3 Kasım 2007 Cumartesi
Lise 2 Türk Edebiyatı 1. Yazılı Soruları ve Cevapları
Alp Er Tunga öldi mü (Alp Er Tunga öldü mü)
CEVAPLAR
b) İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı
c) Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
Mesnevi: İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı
Roman: Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
b. Ergenekon Destanı: Türk
c. Kalevela Destanı: Fin
Gönderen S.A. zaman: 15:06 8 yorum
Etiketler: Yazılılar 2007 -2008
Lise 3 Türk Edebiyatı 1. Yazılı Soruları ve Cevapları
ONDOKUZUNCU ASIR
CEVAPLAR
Gönderen S.A. zaman: 15:02 0 yorum
Etiketler: Yazılılar 2007 -2008
Lise 3 Dilve Anlatım 1. Yazılı Soruları ve Cevapları
1.Metin:
CEVAPLAR
Gönderen S.A. zaman: 12:13 1 yorum
Etiketler: Yazılılar 2007 -2008
Lise 2 Dil ve Anlatım 1. Yazılı Soruları ve Cevapları
1. Aşağıdaki cümlelerin karşısına doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız. (10 puan)
CEVAPLAR
Gönderen S.A. zaman: 12:03 14 yorum
Etiketler: Yazılılar 2007 -2008